1/102
Looks like no tags are added yet.
Name | Mastery | Learn | Test | Matching | Spaced |
---|
No study sessions yet.
abase yourself
kendini aşağı görmek, kendini küçük düşürmek
accept
kabul etmek, razı olmak
acquisition
edinim, kazanım
advance
ilerlemek, gelişmek
alert
uyarmak, alarma geçirmek
amnesty
genel af, af, genel afla serbest bırakmak
apex
doruk, zirve
arouse
duygu uyandırmak, harekete geçirmek
attack
saldırmak, saldırı
awareness
farkındalık, bilinçlenme
beat
yenmek, dövmek, vuruş, darbe
blanch
beyazlatmak; ağartmak; beti benzi atmak, sapsarı kesilmek
bribery
rüşvet alma verme, rüşvet
capacity
kapasite, kabiliyet, yeterlilik
celestial
göğe ait, semavi, göksel 2. kutsal, ilahi
circumvent
Kaçınmak, engellemek
coherent
tutarlı, uyumlu
communicate
iletişim kurmak, haberleşmek
compress
bastırmak, sıkıştırmak
confidence
güven, itimat
consistent
tutarlı, istikrarlı
contrary to
...ın aksine/tersine
craggy
Kayalıklı, sarp
cushion
minder, yastık, kırlent
decree
kararname, emir
delinquent
hatalı, suçlu
desert
terk etmek, çöl
deviant
normalden sapan, sapkın
disappointment
hayal kırıklığı, hüsran
disobedient
itaat etmeyen
distortion
1.biçiminibozma, (yüzünü) çarpıtma. 2.çarpıtma, gerçek anlamından saptırma.
dumb
Aptal, dilsiz
Elevation
yükseltme, kaldırma.
terfi.
coğr. yükselti, tepecik.
enclose
çevresini sarmak, çevrelemek, kapatmak, etrafını kapatmak
entail
Gerektirmek, zorunlu kılmak
erect
dikmek, inşa etmek
evenly
Eşit olarak,tarafsızca
execute
idam etmek, yürütmek
express
(1) ifade etmek, iletmek (2) çabuk, hızlı (= fast)
fallacy
yanlış düşünce/inanç, mantıksızlık, yanlış
yanıltmaca, safsata, mantık kurallarına aykırı sav.
fiercely
kızgın, acımasız bir şekilde, şiddetli bir şekilde
forecast
tahmin etmek, tahmin
Friction
sürtünme, anlaşmazlık, uyuşmazlık
Genocide
soykırım
gravel
çakıl taşı
harmful
zararlı, kötü
hinder
(1) engel, mani (2) engel olmak, mani olmak
hurl
fırlatmak, savurmak
impartial
tarafsız, yansız
inactive
hareketsiz, pasif
indicate
göstermek, işaret etmek
influenza (flu)
Grip
insert
eklemek, sokmak
intensify
şiddetlendirmek, yoğunlaştırmak
inundate
sel basmak, bunaltmak
jeopardize
tehlikeye atmak, riske sokmak
leaf
yaprak, leaf through: okumadan sayfaları çevirmek
link
bağlamak, birleştirmek ,bağlantı, hat
maintain
sürdürmek, devam ettirmek
material
malzeme, materyal
metaphorical
mecazi (anlam)- figurative
moderate
ılımlı,orta
mutual
karşılıklı, ortak
nominee
aday, namzet, temsilci, vekil
obstacle
engel, mani, köstek
opportunity
fırsat, imkan, olanak
output
üretim, çıktı, faaliyet
partial
kısmi, taraflı
periodically
düzenli aralıklarla
pillow
yastık
port
liman, iskele
predict
tahmin etmek, öngörmek
principal
asıl, temel, başlıca
prolong
uzatmak, devam ettirmek
punctual
dakik zamanında
rainfall
yağış miktarı, yağış
refer
söz etmek; ...a/e değinmek; kastetmek
reliable
Güvenilir, itimat edilir
removal
ortadan kaldırma,uzaklaştırma, çıkarma, yok etme, temizleme
resident
bir yerde ikamet eden, halk (apartman, mahalle sakini vb)
revenge
intikam, intikam almak
rotate
dönmek, döndürmek
satisfying
tatmin edici, doyurucu
seem
görünmek
shelter
barınak, barınmak, sığınmak, korunmak
slice
dilimlemek, dilim
special
özel
staple
temel, başlıca, zımbalamak
strangle
boğmak, boğarak öldürmek
substitute
yerine geçmek
surgical
cerrahi, ameliyatla ilgili
symptom
semptom, belirti (hastalık vb için)
term
dönem, terim
tough
sert, zorlu
tribe
kabile, aşiret
Underweight
Normalden hafif,zayıf
useful
kullanışlı, yararlı