1/640
Looks like no tags are added yet.
Name | Mastery | Learn | Test | Matching | Spaced |
|---|
No study sessions yet.
alive
s.; canlı, sağ zf.; canlı canlı
although
e rağmen, karşın, -diği halde, olmasına rağmen
appearance
görünme, görünüş, görünüm
attend
katılmak, devam etmek, hazır bulunmak
bridge
i.; köprü, burun kemiği, briç oyunu f.; köpü kurmak, birleştirmek
carefully
dikkatlice, itina ile, özenli şekilde
charity
hayırseverlik, bağış, hayır cemiyeti
cigarette
sigara
community
topluluk, cemaat, cemiyet, halk,
connect
bağlamak,birleşmek, ilişki kurmak, bağlantı kurmak,
consider
göz önünde bulundurmak, dikkate almak, hesaba katmak
dead
ölü, cansız, sönük
discover
keşfetmek, bulmak , ortaya çıkarmak
disease
hastalık, rahatsızlık
easily
rahatlıkla, kolayca
environment
çevre, civar, ortam
especially
özellikle
expect
ümit etmek, ummak, beklemek, zannetmek
grocery
market, meyve-sebze dükkanı, bakkallık
growing
i.; büyüme, gelişme s.; büyüyen, gelişen, artan
i.e.
şöyleki, yani *id est
independent
bağımsız, hür, özgür
individual
i.; birey, kişi, zat s.; bireysel, şahsi, özel
introduction
giriş, girizgah, tanıtım
involve
içermek, kapsamak, ihtiva etmek
light
i.; ışık, ışıltı, günışığı, aydınlık f.; parlamak, ışıldamak, yakmak, tutuşturmak s.; hafif, açık (renk)
link
f.; bağlamak , birleştirmek i.; bağlantı, bağ
middle
i.; orta s.; ortadaki, ara
mine
i.; mayın, maden zm.; benimki f.; mayın döşemek, maden işletmek
necessary
gerekli, gereken, lazım, zprunlu
ordinary
sıradan, olağan, basit, alışılmış
organize
organize etmek, düzenlemek, tertiplemek, hazırlamak
ourselves
kendimiz, biz
pattern
i.; model, kalıp, şablon, desen , numune, örnek f.; şekillerle süslemek, modellemek
refer
işaret etmek, bahsetmek, anmak, havale etmek, sevk etmek
regular
düzenli, müdavim
Republican
s.; cumhuriyetçi i.; (abd'de)cumhuriyetçi parti taraftarı
response
cevap, yanıtlama, karşılık
safe
i.; kasa s.; güvende, emniyetli, tehlikesiz
scared
korkmuş
serious
ciddi, ağırbaşlı, gerçek, tehlikeli
serve
hizmet etmek, servis yapmak, servis atmak
shout
f.; haykırmak, bağırmak i.; haykırış, bağırış
source
kaynak, köken, menşe
stomach
mide, karın
suggest
önermek, tavsiye etmek ,fikir vermek, ileri sürmek, ortaya atmak
sure
s.; emin, güvenilir, kati zf.; elbette, mutlaka, şüphesiz, kesinlikle
surprised
şaşırmış, şaşkın
surprising
şaşırtıcı
taste
f.; tatmak, tat vermek, tadına gitmek i.; tat, lezzet
teen
genç, delikanlı
working
s.; çalışan i.; çalışma, işleyiş
ability
yetenek, beceri, kabiliyet, hüner
able
yetenekli, hünerli, yapabilen, becerikli,
accept
kabul etmek, kabullenmek, onaylamak
according
i.; uyma f.; uyarak, uygun olarak, -e göre, birseye bagli olarak
active
etkin, faal, aktif, çalışkan
adult
i.; yetişkin s.; ergin, yetişkin
adventure
i.; macera , serüven, risk f.; tehlikeye atmak, riske atmak
advertising
reklam, tanıtım, reklamcılık
affect
i.; duygulanım, heyecan f.; etkilemek, duygulandırmak, gibi davranmak
Afroamerican
afrika kökenli amerikalı
after
zf.; sonra, ardından, arkasından s.; sonraki, sonra gelen
against
ed.; karşı , aykırı, aleyhinde zf.; -e doğru, ters olarak
all
i.; bütün, tümü , her şey zm.; hepsi s.; bütün, tamamı zf.; bütünüyle , tamamıyla
allow
izin vermek, musade etmek, birakmak
alone
s.; yalnız, tek, kimsesiz zf.; sadece, yalnızca, tek başına
along
boyunca, süresince, baştan sona, kıyısında(yol, nehir vs.)
already
zaten, çoktan, evvelce, halihazırda
among
arasında, ikiden fazla şey arasında
analyze
analiz etmek, çözümlemek, tahlil etmek
any
s.; her, bazı, hiçbir zf.; biraz ,hiç zm.; herhangi bir
anybody
i.; herhangi biri zm.; kimse, birisi, hiç kimse
anymore
artık, bundan böyle, daha fazla
anyway
neyse, nasıl olsa, zaten
anywhere
zm.; bir yer zf.; herhangi bir yer, her yer
appear
gözükmek, belirmek, belli olmak
architect
i.; mimar f.; tasarlamak
argue
tartışmak, itiraz etmek, çekişmek
army
ordu, asker, topluluk
arrange
düzenlemek, ayarlamak, hazırlamak , sıralamak
as
zf.; olarak ed.; kadar, gibi , rağmen bağ.; olduğundan, -dıkça, -dığı için ,çünkü
asleep
s.; uyuyan zf.; uyurken, uykuda
assistant
s.; yardımcı i.; asistan, yardımcı eleman
attack
i.; hücum, kriz, girişme , saldırı, taarruz f.; saldırmak, hücum etmek, atağa kalkmak
attention
dikkat, ilgi, itina, uyarı
audience
izleyici, seyirci, okuyucu kitlesi
available
mevcut, elverişli, müsait, kullanışlı
background
geçmiş, fon, arka plan, özgeçmiş, sosyal çevre
bear
tahammül etmek, dayanmak, katlanmak, taşımak
before
ed.; önünde, öncesinde zf.; önden, daha önce bağ.; -den önce
behavior
davranış, tavır, tutum
belong
ait olmak , ilgili olmak
best
s.; en iyi , en uygun i.; en iyisi f.; alt etmek, hakkından gelmek
between
ed.; arasında , ortasında bağ.; ila
billion
milyar
birth
doğum, doğurma, nesil
bit
küçük parça , biraz , az miktar , bozuk para
bone
i.; kemik, kılçık, f.;kılçıklarını ayıklamak , kemiklerini ayırmak
borrow
ödünç almak, borç almak