Prepositions

in

içinde

on

üzerinde

at

de/da belli bir nokta

by

yanında tarafından

for

için

from

den/dan

to

e/a yönelme

of

-ın, -nın (arasında)

with

ile,beraber

about

hakkında

into

içine

onto

üzerine

over

üzerinde

under

altında

above

yukarısında

below

aşağısında

between

arasında

among

arasında (birçok şeyin)

after

sonra

before

önce

during

sırasında

since

den beri

until

e kadar

through

içinden

without

sız/siz

within

içinde

around

etrafında

across

karşısında karşıya

against

karşı

along

boyunca

near

yakınında yanında

past

geçmişte

behind

arkasında, gerisinde

beside

bunun yanında

beyond

ötesinde, öte

down

Aşağıya doğru, Aşağı

inside

içeride

outside

dışında

upon

üzerine, üzerinde

toward

-e doğru, -e karşı

according to

-e göre

due to

nedeniyle

owing to

-den dolayı

instead of

bunun yerine

regardless of

ne olursa olsun, her şeye rağmen

prior to

önceki, öncelikli

thanks to

sayesinde

in front of

önünde

in spite of

… e/a rağmen/karşın

on behalf of

biri adına , namına

by means of

aracılığıyla

at odds with

ile anlaşmazlık içinde

in accordance with

-e uygun olarak

in terms of

açısından

as for

-e gelince

along with

ile birlikte

apart from

…den ayrı olarak , haricinde

contrary to

aksine, tam tersine

next to

yanında

with regard to

ile ilgili olarak

with respect to

e saygı/ilgili

consistent with

ile tutarlı

contrary to

in tersine

commensurate with

ile tutarlı

conducive to

-e katkısı olan

distinct from

-den farklı

as opposed to

-nın aksine

subsequent to

-den sonra

capable of

yetenekli, kabiliyetli

interested in

ilgili, meraklı

different from

farklı olmak

responsible for

sorumlu olmak

familiar with

aşina olmak

similar to

benzer, aynı

independent on

bağımsız, özgür

dependent on

bağlı, bağımlı

composed of

Sakin, kendi halinde

consist of

oluşmak

associated with

ile ilişkili

agree with

biriyle aynı fikirde olmak, uymak.

agree to

bir şeye razı olmak

agree on

ortak karar almak

argue about

konu üzerinde tartışmak

argue with

biriyle tartışmak

argue for / against

lehine / aleyhine tartışmak

believe in

inanmak, güvenmek

care about

önemsemek, umursamak

care for

bakmak, ilgilenmek

compare to

karşılaştırmak, kıyaslamak

compare with

karşılaştırmak

comply with

kurallara uymak, uygun olmak, uyum sağlamak

concentrate on

konsantre olmak, yoğunlaşmak

contribute to

katkıda bulunmak

depend on

bağlı olmak

devote to

adamak, kendini vermek

engaged in

meşgul olmak

engaged to

nişanlı olmak

focus on

odaklanmak

insist on

ısrar etmek, diretmek

lead to

sebep olmak