adhere to sth.
bir kural veya ilkeye itaat etmek, bağlı olmak
at/from the outset
başlangıçtan beri
at any rate
hiç olmazsa, ne olursa olsun (at least)
at length
ayrıntılarıyla 2) nihayet
At the expense of
pahasına 2) birini gülünç duruma düşürerek
At times
bazen
by all means
elbette, şüphesiz
by chance
tesadüfen
by definition
doğası gereği
by no means
hiçbir şekilde, asla
by way of sth.
bir türü olarak
To cling to sth/sb
(birine/bir şeye) inanmak/umut etmek
take sth for granted
kesin gözüyle bakmak
for hire
alıma açık
in bulk
çok miktarda
in command of sth./sb.
in charge of sth./sb.
in confidence
sır olarak, gizli kalmak koşuluyla
in conjunction with
(formal) ile birlikte
in connection with
ile ilgili olarak
in doubt
şüpheli, belirsiz
in effect
bir kural vb. yürürlülükte 2) gerçekte, doğrusu
in error
kazayla
in (all) fairness
doğruyu söylemek gerekirse
in good faith
iyi niyetle/dürüst bir şekilde
in moderation
ölçülü, aşırıya kaçmadan
in practice
uygulamada
in principle
genelde
in question
bahsedilen
in recognition of
bakımından, -e gelince, tanınmasıyla
in reserve
yedek olarak
in residence
(bir yerde) kalmakta
in retrospect
geri dönüp bakıldığında
in suspense
merakla bekleme, belirsizlik durumu
in the event of
İn case of
in the intersts of (sth.)
bir şeyin yararına/için
in the wrong
yanlış, hatalı
in tune with sb/sth
uyumlu
in turmoil
karışıklık, kargaşa (durumunda)
in turn
sırayla
in view of sth.
bir şey yüzünden/dolayı
On the rebound
geri tepen
Be of the opinion that
... görüşünde olmak
On averge
ortalama
On file
dosyalanmış
On hand
el altında, hazır
On impulse
aniden, düşünmeden
On no account
asla (under no circumstances)
(be) on leave
izinli olmak
On order
sipariş edilmiş fakat henüz gelmemiş
On the move
hareket hâlinde
out of context
konu dışı
out of order
bozuk, arızalı 2)kurallara aykırı
out of the blue (idiom)
hiç beklenmedik bir anda
out of the question
söz konusu değil, imkansız
to date
(formal) bu zamana kadar
to excess
aşırı, fazla
to the satisfaction of (sb.)
(birini) mutlu edecek şekilde
under consideration
gözden geçirilmekte, incelenmekte
under cover of (sth.)
(bir şeyin) koruması altında
Be under strain
baskı altında olmak
within limits
belli sınırlar içinde
within reason
mantık çerçevesinde/makul ölçüde
without fail
muhakkak
without precedent
emsalsiz, benzersiz
without question
Hiç kuşkusuz
Prolific
verimli, üretken
detrimental
Zararlı
Appraise
değer biçmek, değerlendirmek
Likewise
aynı şekilde
Whereas
oysa
Inscribe
(formal) kazarak yazmak
Replicable
Yeniden Üretilebilir/Yapılabilir
Predetermined
Önceden Ayarlanmış/Kararlaştırılmış
Operative
1) İşler/Çalışır Durumda, Yürürlülükte
2) İşçi
3) Gizli Ajan
Latent
Present, But Not Yet Active
Foretell
Geleceği Söylemek
Depict
Tasvir Etmek
Plausible
Mantıklı, Makul
Impenetrable
1) Anlaşılması İmkansız
2) İçinden Geçilmez/Görülmez
Acquire
(Formal) Elde Etmek, Edinmek
Acknowledge
1) Kabul Etmek, Doğrulamak
2) Gördüğünü Belli Etmek, Aldığını Bildirmek
3)Teşekkür Etmek
Mirth
(Formal) Kahkaha, Neşe
Speculate
Tahminde Bulunmak
Altruistic
Yardımsever, Özverili (selfless)
Apt
1) uygun
2) yetenekli
“be apt to do sth.”
Olması muhtemel
Agility
Çeviklik, Atiklik
Impartial
Tarafsız
Offhand
Kaba, nezaketsiz
Mandatory
(Formal) Zorunlu, Mecburi
Circumvent
Kanundan vb. Kaçmak
Fabricate
1) Uydurmak 2) Üretmek
Eclipse
Değerini düşürmek
Unbiased
Tarafsız
Repudiate
(Formal) Reddetmek
Proclaim
(Formal) İlan Etmek
Recant
(formal) halka açık bir şekilde görüşlerini reddetmek/ değiştirmek
Vegetation
Bitkiler, Bitkiler örtüsü
Plot
Arazi
Proximity
(Formal) Yakınlık