İngilizce

Kelimeler

the: -

be: olmak

of: -in (-nın, -nin, -nun, -nün)

and: ve

a: bir

to: -e (-a)

in: içinde, -de (-da)

he: o (erkek)

have: sahip olmak

it: o (cansız)

about: hakkında

than: -den (-dan)

into: içine

could: -ebilirdi

state: durum, belirtmek

only: sadece

new: yeni

year: yıl

some: bazı

take: almak

because: çünkü

good: iyi

each: her

those: şu, onlar

feel: hissetmek

seem: görünmek

how: nasıl

high: yüksek

too: çok, de, da

place: yer

form: biçim

off: -den

child: çocuk

few: az

small: küçük

since: beri

against: karşı

ask: sormak

late: geç

home: ev

city: şehir

put: koymak

close: yakın

case: durum

force: güç, zorlamak

meet: tanışmak

once: bir zamanlar

water: su

upon: üzerine

war: savaş

though: rağmen

young: genç

less: daha az

enough: yeterli

almost: neredeyse

read: okumak

include: içermek

president: başkan

nothing: hiçbir şey

yet: henüz

simple: basit

within: içinde

love: sevgi, aşk

human: insan

along: boyunca

appear: görünmek

doctor: doktor

believe: inanmak

speak: konuşmak

active: aktif

easy: kolay

although: rağmen, gerçi

record: kayıt

sit: oturmak

determine: belirlemek

level: seviye

local: yerel

sure: emin

receive: almak

thus: böylece

agree: kabul etmek, anlaşmak

arm: kol

mother: anne

across: karşısında

quite: oldukça

anything: herhangi bir şey

town: kasaba

past: geçmiş

view: görüş, manzara

society: toplum

success: başarı

minute: dakika

remember: hatırlamak

purpose: amaç

test: test, deneme

fight: kavga, dövüş

watch: izlemek

situation: durum

south: güney

outside: dışarıda