Yökdil

bring off

accomplish, başarmak

affliction

acı, sıkıntı

explicitly

açık bir şekilde

adequacy

sufficieny, efficiency, yeterlilik

opium poppies

afyon çiçeği

arboriculture

ağaç dikimi

current

akım

tract

alan, saha

bauxite

alüminyum cevheri, boksit

silt

alüvyon

hatchway

ambar ağzı, lombar ağzı

suggestive

anlamlı, hatırlatan

treaty

anlaşma, sözleşme

anticipate

expect, ummak

substitute

yedek (eş anlamlısı replacement)

compulsorily

zorunlu olarak

inftastructure

altyapı

substantially

önemli ölçüde

ratifies

onaylar

dispute

anlaşmazlık

contention

çekişme - iddia

scarched

kavrulmuş

cattle

sığır

underbrush

çalılık

soaring

yükselen

eradicate

yok etmek

devise

tasarlamak

invaluable

paha biçilmez

afield

uzaklarda

prospect

olasılık - beklenti - muhtemel

exploit

faydalanmak - sömürmek - kötüye kullanım

irrigation water

sulama suyu

sparse

seyrek

derives

türetir

aridity

kuraklık

scarctiy

kıtlık

vast

büyüklük

swathes

sarmak

intermittent

aralıklı

unveiled

açığa çıktı

deduced

çıkarım

gave up

stop

led to

cause

took off

remove

unsolicited

istenmeyen

perished

yok oldu

so that

olsun diye / yapsın diye

computing

bilgi işlem

unprecedented

eşi benzeri görülmemiş

compiled

derlenmiş

adversely

olumsuz olarak

mounted

increased

evader

kaçan

rodent

kemirgen

dormancy

uykuda kalma

moulting

deri değiştirme / tüy dökme

reef

resif

compiled

derlenmiş

compelling

ilgi çekici

adversely

olumsuz bi şekilde

plausibly

makul bi şekilde

brings out

ortaya çıkarır

accounts for

oluşturmak, bir şeyin nedenini açıklamak

get through

(succeed in, complete, fulfil) başarmak, sonuçlandırmak

acute

şiddetli

allocate

tahsis etmek

amplitude

genlik, bolluk, çokluk

tangible

somut

astounding

şaşırtıcı

startling

şaşırtıcı, ürkütücü

laboriously

zahmetli bi şekilde

depletable

tükenebilir

spectacle

gösteri, manzara

denounce

kınamak, aleyhinde olmak

evade

kaçmak