Bilgi vermek, açıklamak amacıyla oluşturulmuş metinlerdir.
Dil göndergesel işlevseldir
Gerçektir
Yazarın üslubunu yansıtmaz
Açıklayıcı, tartışmacı anlatım taktikleri;karşılaştırma, tanımlama, örnekleme, tanık gösterme gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanılır.
Dil sade ve anlaşılırdır. Terimlere yer verilebilir
Öğretici metinler beşe ayrılır;
gazete çevresinde gelişen (makale, deneme, sohbet, fıkra, haber yazısı, röportaj)
kişisel hayatı konu alan (günlük, anı, gezi yazısı, mektup, biyografi, otobiyografi)
bilimsel metinler
tarihi metinler
felsefi metinler
bir gerçeği açıklamak, savunmak, bir kez ortaya atmak, kanıtlamak amacıyla, yazılan öğretici metinlere denir
gazete ve dergilerde yayınlanır
açıklayıcı, tartışmacı anlatım biçimleri;tanık gösterme, örnekleme, sayısal verilerden yararlanma, karşılaştırma, tanımlama gibi düşünceyi geliştirme yolları kullanırız
yalın bir dil, nesnel bir anlatım kullanırız. terimlere yer verilebilir
ortaya atılan görüş ve düşünce kanıtlara dayalıdır
bilim ve sanat başta olmak üzere her konuda yazılabilir
uzman kişiler tarafından yazılır
bilimsel ve edebi makale olarak ikiye ayrılır
kaynak, dipnot paylaşılır
alıntı yapılabilir. yapılan alıntı kaynakçada belirtilmelidir
gazete ile gelişen bir türdür
türk edebiyatında ilk örnekleri tanzimat döneminde verilmiştir
edebiyatımızda İbrahim Şinasinin “Tercüman-ı Ahval Mukaddimesi” ilk makale örneğidir
Bilimsel bir tezi savunmak amacıyla alanında uzman kişilere yazılmış makaledir
bilimsel dergilerde yayımlanır
kesin ve ispatlanabilir yargılar içerir
başlık, özet, anahtar kelimeler, giriş, yöntem ve teknikler, bulgular, sonuç ve tartışma, kaynakça bölümlerinden oluşur
sanat, edebiyat başka olmak üzere her konuda yazılabilir
düşünce yazılarıdır
gazete ve dergilerde yayımlanmak amacıyla yazılır
güncel konularda alınabilir
giriş, gelişme, sonuç bölümlerinden oluşur
alıntı yapılmışsa laynakçalarda, dipntta gösterilir
özet ve anatharsözcükler, sonuç bölümler kullanılabilir
herhangi bir konuda, karşılıklık konuşuyormuş gibi yazılan metinlerdir
gazete çevresinde gelişen öğretici metinlerdir
kişisel görüşlere yer verilir
amaç konuyla ilgili görüşlerini aktarmaktır
yalın, akıcı, samimi bir dil ve anlatım kullanılır
devrik cümlelere, soru cümlelerine, iç konusuyla yer verilir
kanıtlama amacı yoktur
giriş, gelişme, sonuç bölümlerinden oluşur
atasözleri, deyimler, ağız özellikleri kullanılabilir
ilk örnekleri tanzimat döneminde verilmiştir
ilk önemli örneklerini ahmet rasim vermiştir
gazete ve dergilerde gelişir
eskiden “musahabe” denirdi
güncel olayların, ülke sorunlarının değerlendirildiği kısa günü birlik yazılarıdır
gazete çevresinde gelişen öğreticinin metin türüdür
giriş, gelişme, sonuç bölümleri
amaç de aldığı konu ile ilgili okuru yönlendirmektir
kanıtlama zorunluluğu yoktur
samimi bir üslup kullanılır
özel yazılardır
edebiyatımızda ilk örnekleri tanzimat döneminde verilmiştir
düşünceye dayalıdırlar
geniş bir konu yelpazesine sahiplerdir
gazete çevresinde gelişen türlerdir
uzun olmayan, etkili bir içeriğe sahiplerdir
sohbette okurla konuşur gibi bir üslup benimsenirken fıkrada böyle bir üslup benimsenmez
sohbette kişisel düşünceleri okurla paylaşma amacı varken fıkrada okuru yönlendirme amacı vardır
geleceğe kalma açısından fıkra sohbete göre daha az bir etkiye sahiptir
gerçek ya da gerçek olabilecek olayların, durumların anlatıldığı uzun edebi metinlere denir
olay çevresinde gelişen anlatmaya bağlı edebi metinlerdir
kişi, zaman, mekan, olay örgüsü, çatışma anlatır, bakış açısı
Anlatıcı→i. kişi ve ii. kişi
bakış açısı→ kahraman, gözlemci, ilahi
Tip→belli bir sınıf, özellik, her uerde bulunabilir
karakter→kendisine özgün kişilik
öyküleme, betimleme→biçim
anlatma, özetleme, diyalog, iç konuşma, iç çözümleme, iç çözümleme, geriye dönüş, bilinç akışı→teknik
1923-1950 yılları arasında roman; birçok açıdan gelişim göstermiş, farklı konularda yazılmış ve okur sayısında bir artış olmuştur.
Bu dönemde daha çok gözlemci gerçekçiliğe dayalı romanlar yazılmıştır.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında sanatçıların büyük bir çoğunluğu memleket edebiyatı olarak adlandırılan bir anlayışta eser vermiştir.
Milli Edebiyat Dönemi'nde eser veren sanatçıların birçoğu bu dönemde eser vermeye devam etmişti
Bu dönemde ön plana çıkan sanatçılar Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Halide Edip Adıvar ve Reşat Nuri Güntekin olmuştur.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında Kurtuluş Savaşı’nın tema olarak sıklıkla işlendiğini görmekteyiz.
Anadolu ve halkının içinde bulunduğu yoksulluk gerçekçi bir şekilde eserlerde dile getirilmiştir.
Eserler sade bir dille yazılmıştır.
Yaşar Kemal, Orhan Kemal, Fakir Baykurt, Kemal Tahir gibi isimler bu dönemde köy-kasaba edebiyatı olarak da adlandırılan toplumcu gerçekçi roman anlayışına yönelmişlerdir.
Bu yazarlar eserlerinde toprak kavgaları, tarımın makineleşmesi, köyden kente göç, düzensizlik ve sınıfsal farklılıklar gibi toplumsal sorunları işlemişlerdir.
Milli tarihe duyarlılık gösteren Mustafa Necati Sepetçioğlu ve Hüseyin Nihal Atsız; tarihi olayları ve kişi ele almışlar aynı zamanda da milli konuları eserlerinde işlemişlerdir.
Psikolojik roman olarak adlandırılan bu eserlerde bireyin psikolojisi çözümlenmiştir.
Peyami Safa, Abdülhak Şinasi Hisar, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Samiha Ayverdi bireyin iç dünyasını esas alan romanlar yazmışlardır.
Yenilikçi bir anlayışla "Modernist Roman" bir yönelim ortaya çıkmıştır.
Bilimsel gelişmeler, dünya savaşı, yıkımlar bu anlayışı güçlendirmiştir.
Bu romanlarda daha çok bireyin iç dünyası, bunalımları ve yalnızlığı ele alınır.
Geleneksel anlatımın ve yapının dışına çıkılmıştır. İç konuşma, iç çözümleme ve bilinç akışı gibi teknikler bu tarzdaki romanlarda ön plana çıkmıştır.
Yusuf Atılgan, Adalet Ağaoğlu, Ferit Edgü, Pınar Kür, Oğuz Atay