lang vocab unit 2 tr ver (copy)

agreement

anlaşma

to annex

topraklarına katmak

artillery

top, ağır silahlar

to back down

geri adım

to declare

ilan etmek

to interfere

müdehale

to invade

istila etmek

to mobilise

seferber hale getirmek

outbreak

patlak verme, başlama

to protect

korumak

to spark (a conflict)

ateşleme, kıvılcım (anlaşmazlık)

strategically

stratejik

tension

gerilim

to threaten

tehdit etmek

trench(es)

siper

invasion

işgal

threat

tehdit

trench warfare

siper harbi

barely

hemen hemen hiç, zar zor

brutal

vahşi, gaddar

casualty

kazazade, yaralanan, şehir

to conduct (a survey)

sevk ve idare etmek (araştırma)

desperate

umutsuz, çaresiz

hostility

düşmanlık, kin

to launch (a campaign)

başlamak (kampanya)

nationalism

milliyetçilik

stalemate

beraberlik

survey

araştırma

to withdraw

geri çekilmek

worldwide

dünya çapında

to survey

mesaha etme, araştırma

civilian

sivit

duty

görev

to enlist

askere yazılmak/kaydolmak

independent

özgür

memento

anı

prisoner of war

savaş esiri

to rage

öfke, hiddet

to serve

hizmet etmek

veteran

gazi

conscription

zorunlu askerlik

demand

talep

eligible

uygun

exemption

muafiyet

to explore

keşfetmek

to force

zorlamak

to grant

bağışlamak

propaganda

propaganda

to report

rapor etmek

survivor

hayatta kalan

the front line

ileri hat

(to be) under attack

saldırı altında

to survive

hayatta kalmak

ammunition

cephane

brainwashing

beyin yıkama

censorship

sansür

compulsory

zorunlu

to denounce

ihbar etmek

to deteriorate

kötüleşmek

effective

etkili

to eliminate

elemek

loyal

sadık

movement (as in: group of people, such as the Hitler Youth movement)

intikal, yürüyüş

to obey

itaat etmek

to oppose

muhalefet etmek

to persecute

canını yakmak, rahat bırakmamak

to promote

terfiye etmek

slogan

slogan

effectively

etkili bir şekilde

effectiveness

etkililik

loyalty

sadakat

badge

rozet

compulsory

zorunlu

to drop out

okulu bırakmak

to identify with

özdeşleştirmek

illegal

kaçak, yasa dışı

to impose

empoze etmek, zorlamak

independence

bağımsızlık

to outlaw

yasadışı ilan etmek

to refuse

kabul etmemek, reddetmek

to dedicate

ithaf etmek

deserter

asker kaçağı

to hail

selamlama

to hang

asılı olmak

ideology

ideoloji

to provoke

kışkırtmak

to recall

hatırlamak

resistance

direnç

shelter

barınak

equality

eşitlik

irony

hiciv, ironi

long-term

uzun vadeli

to master

usta

outcome

sonuç

overseas

deniz aşırı, ülke dışı

policy

politika, hareket tarzı

rank (as in: military rank)

rütbe

to recall

hatırlamak

regime

rejim

regulation

düzenleme, kural